Ortaçağda aşık olmak ve orada hissetmek. 300 yıl öncenin bir fotoğrafına bakıyorum duvarda, meydanda değişen tek şey insanların kıyafetleri. Yüksek ve görkemli olan şeyler sadece mabetleri ve ağaçlar. Sürekli değişen coğrafyada, ayni binayı bir daha göremeyen, yerinde saçma yapılar gören bir nesiliz biz. Bu büyülü ortam o yüzden de bizim için daha etkileyici… Eski bir aşığın dramını, heyecanını paylaşabileceğiniz bir dokunun içindesiniz.
Yapıların güzelliği arasından geçen su kanalları küçücük kasabayı büyülü bir güzelliğin görsel akışına teslim ediyor.
Brugge bence tam bir sonbahar kasabası. Neden derseniz? Soğuk olmaya başlayınca tüm cafelerde eski usül şömineler yanıyor. Renkler daha pastel… Sokulmak, içine saklanmak, yapraklarla örtülü gizli bir bahçede öpüşmek hissi uyandırıyor…
Aşkınızı tazelemek istiyorsanız, beraber yürüyüş yapmak, ortak bir kitabın içinde kaybolmak, elele bir ağacın altında oturmak, gece bir kafede bira içip uzun uzun eskilerden sohbet etmek, farklı biralar denerken şöminenin sizi sarhoş etmesi, su kanallarının, evlerin sizi sımsıcak saran romantizmi. Orası bu kasaba işte. Köşeyi döndüğünüzde karşılaştığınız manzara size iyi gelecek…
Belçika Brüksel havaalanına iniyorsunuz. Trenle keyifli bir yolculuğun ardından herşeyi yürüyerek yapın. Kasabanın her yönüne gidin. Kaldığınız oteli özenli seçin. Brugge da ne yapılır, Brugge da ne yenir? Nerede yenir? Bunlar için benkactim.com ile irtibata geçersiniz.
Yaz aylarında denk gelirseniz müthiş bir festivalleri var, ajandanıza uyuyorsa onu yakalamaya çaba gösterin. Bir de haftada bir meydanda pazar kuruluyor. Sevgilinize çiçek alın.
Yolgezer
