Hal böyle olunca ve göç trafiği çok yoğun olunca, öyle bir harman kültür olmuş ki, öyle izler kültürler arası geçişler yapmış ki. Bu az bilinen sınırsız insan tarihi benim bugün tek umudum.
Binlerce yılı duyunca algı zorluğu yaşayan beynim, tam da şimdi, zamanın evren üzerindeki derinliğini görünce bugünün sıkışmışlığında ferahlıyor. MÖ 5500-MÖ 5000 dolaylarında Mezopotamya’da bilinen iki kültür Halaf Kültürü ve Ubaid Kültürü. Biraz daha yakın zamana gelince Mezopotamya Sümer, Babil, Asur, Akad ve Elam gibi en eski ve dev medeniyetleri doğurmuş ve misafir etmiş.
Ne büyük bir şans ve lütuf ki bu, birçok medeniyet hemen yanı başımda Şanlıurfa’da. Anadolu dediğim topraklarda saklı duruyor. Gitmemi, okumamı, dokunmamı, dinlememi bekliyor. 4000 yıldır aynı adı taşıyan şehirler, yazıtlar, antik kentler, hükümdarlar, ticaret yolları, mabetler, insanlar. Birçok dine inanmış, birçok objeye inanmış insanlar, savaşlar, destansı aşklar, dilden dile gelen mitolojiler. Bunların içinde kaybolmayı o kadar istiyorum o kadar istiyorum ki, 100 yıllık esaretten kurtuluyorum işte. Sınırları kaldırıyorum. Günü tartışmaktan sıyrılmak için ölüyorum adeta.
Bu psikolojiden uzaklaşırken de aklım en uzaktaki yerleşime doğru yolculuğa başlıyor. Göbeklitepe! Düşünsenize dünyanın bilinen en eski “tapınak merkezi”, insanlık tarihinin en eski tapınağı. 12.000 yıl öncesinden bahsediyorum.
Bir Alman arkeolog Klaus Schmidt, prehistorya, yakın tarih, klasik arkeoloji ve jeoloji alanında uzman bir profesör. Göbeklitepe’ye adanmış bir hayat.
Göbeklitepe’deki kazıların başkanlığını yürüten Schmidt, bölgede 20 yıl önce bu heyecana başlamış. Neolitik döneme ait yerleşim yeri Göbeklitepe’nin dünyanın en eski tapınak kalıntıları olduğunu kanıtlayan Prof. Dr. Schmidt’in, bölgedeki kazılara ilişkin farklı birçok dilde kitapları var (Türkçe, Almanca, İtalyanca ve Rusça).
Bu bilgiler ve gizem beni çok heyecanlandırıyor;
M.Ö 10.000 yılında yapılması olanaksız gözüken, aynı biçimi tekrarlayan devasa taşlar. Üstelik bu taşlar hiçbir hayvan veya tekerlekli araç olmadığı için kilometrelerce nasıl taşındı ? 40-60 tonluk yekpare taşlardan bahsediyorum. Bilinen 20 tapınaktan sadece 6 tanesi gün ışığına çıkartılmış. 100 tapınaktan fazla olduğunu düşünüyorlar.
Göbeklitepe bu zamana kadar bilinen en eski yapıt ve tapınaktan 7500 yıl daha eskiye ait. Göbeklitepe’nin keşfine kadar bilinen en eski tapınak ise Malta’da bulunmakta ve 5000 yaşında. Ayrıca Stonehenge’den 7000, Mısır piramitlerinden ise 7500 yıl daha yaşlı.
Birçok hayvan ve insan figürü. Daha ilginci tapınakların inşasından 1000 yıl sonra kendi istekleriyle toprak altına saklanmış olması.
Yakın dostum arkeolog Mesut Alp Göbeklitepe’yi bana tasvir etmek için şu benzetmeyi kullanmıştı. “Düşün ki henüz tekerlek icat edilmemiş ama burada insanoğlu Ferrari’ye biniyor.”
Yolgezer