40 yaşıma 4 kala yavaş yavaş 40 yaşına girerken yapmam gereken şeyi bulmaya çalışıyorum. Kolay değil 40 yaşa gelmek. Yani bi 40 yaş insanı kolay yetişmiyor arkadaş!
Gelene kadar kaynayan kazanlara düşmeden büyümek, taşlara, kayalara denk gelmeden yürümek, koşmamayı becermek, becerirken becerilmemek, nazarlara; amaaaan alaaammm nazarlara gelmeden soluğu bu yaşta almak hiç kolay değil elbet. Bunun bi mükafatı olmalı dedim sonra kendi kendime!
Evet bi mükafat!
Zorla kazasız belasız gelinmiş şu 40 yaş için aklıma, ruhuma, bedenime bi mükafat vermeliyim diye düşündüm! Bu hediye niteliği taşıyan bişi olmalıydı. Yani büyük bir süpriz! Evet sürpriz yapıcam kendime. Şu çok tatlı kendime, 40 yaş sürprizi yapıcam. Salak saçma kapıdan içeri girdiğimde bağırmalı , şampanyalı “süüüüüpriz” konfetili, dambudu dambudu müzikli, partili sürpriz şeylerinden asla olmamalı bu seferki sürprizim.
Zira hayatımın bissürü döneminde yaşadığım doğum günü partileri ezberlenmiş birer yutturuktan sevinmeli rutin günlere dönüşmemiş miydi? Bi yere gitmeliyim ben. 40 yaşıma yakışır, şöle şaşalı bi yer! 40 yaşım kadar ağır abi olmalı bi kere gideceğim yer. “40 yaşındayım derken” ki vurgu ve tecrübe sınırını zorlayan bu cümle gibi patlamalı; gideceğim yere giderken söyleyeceğim “ben şuraya gidiyorum” cümlesi. 40 yaş kadar şuursuz olmalı bi yandan. “Laaaan yolun yarısını da geçtin hadi bakalım” dedirtecek kadar korkutucu ama tecrübesiyle havayı basacak kadar efendi bi yere gitmeliyim! 40 yaşım kadar bilmiş olmalı gideceğim yer. Bilmiş ama susmuş ve susarken çok şey anlatmış olmalı. Gideceğim yerin toprağını kokladığımda göz çevremdeki çizgileri, alnımdaki güzellik uzmanına botoks zamanın gelmiş dedirten alın çizgilerimi aklıma getirtecek bir yere gitmeliyim. Ruhuma yaşatılan kültürel soykırımı hatırlacak kadar büyük şeyler yaşamış bir yer olmalı. Ve 40 yaşımın yaşanılmış binlerce sabırsızlığına inat kendi yaşadıklarıyla kendini ispat etmiş ve kendine “bi dur oğlum artık” diyebilecek kadar cesur, kodumu oturtan bi yer olmalı. Ruhum gibi kalbime özerkliğini ilan etmiş olmalı gideceğim bu harika yer! Bir nefes ülke havası çekerken , ciğerlerime sonradan düşen huzuru dürtmeli, huzursuzken teslimiyetin daha kolay olacağını içime içime kazımalı bu gitmeyi hayal ettiğim yer!
Gidicem ben buralardan . Tam 40 yaşıma bastığım gün pılımı pırtımı toplayıp gidicem! Ruhumu koluma takıp, bavuluma sakinliğimi sığdırıp bi de en sevdiğim kitabımı alıp yanıma gidicem!
Beni dünyanın çatısına bıraksınlar tam da 40 yaşıma bastığımda. Dünyanın çatısında, ortasında, ötesinde, berisinde, her neresiyse işte?! 40 kere yaşadıklarıma şükredip 40 kere “yürü git lan ordan , anasını sattığımın dünyası” diye ; tam da 40 kere bağırıcam…
Sahi sizce neresi orası ????????
RuhumHep4Mevsim