Dünyanın en önemli caddelerinden Champs-elysees’ye geldiğinize göre bugünü alışveriş günü ilan edebilirsiniz. Dünyaca ünlü tüm markaların dev mağazalarının olduğu bu geniş bulvardan, kendinize birkaç parça hediye almadan ayrılmanız zor olacak. Türkçe’de Zafer Takı anlamına gelen Arc de Triomphe de bulvarın en başında yer alan, önemli bir eser olarak karşınıza çıkacak.
Bu yüzden turunuza Zafer Takı ile başlayabilirsiniz. Zafer takı, tam 12 caddenin birleşim noktası olan Charles de Gaulle Meydanı’nda yer alıyor. Dünyanın en büyük kavşaklarından biri olan bu meydanın tam ortasındaki Zafer Takı’nın tarihi 1806 yılına dayanıyor. Austerlitz Savaşı’nda en büyük zaferini yaşayan Napolyon’un bu zaferini taçlandırmak için heyecanla yapımını başlattığı tak, ne yazık ki beklediği kadar çabuk tamamlanamadı. 1810 yılında takın ancak temeli atılabilmişti. Bu tarihte eşi Avustruya Arşidüşesi Marie-Louise ile Paris’e gelen Napolyon için de takın ahşap replikası yapıldı. Zafer Takı’nın talihsiz serüveni mimar Jean Chalgrin’in hayatını kaybetmesiyle devam etti. Takın mimarı değişti. Napolyon bozguna uğradığında durdurulan inşaat sonradan tekrar başlatıldı. Hal böyle olunca, Zafer Takı ancak 1836’da yani 30 yıl sonra tamamlanabildi. Ne yazık ki takın fikir babası Napolyon Bonaparte, 1821 yılında, sürgünde olduğu adada hayatını kaybetmişti. Külleri 1840 yılında Paris’e getirildiğinde cenaze alayı Zafer Takı’nın altından geçti. 45 yıl sonra Victor Hugo öldüğünde de cenazesi bir gece takın altında sergilendi.
Takın yüksekliği 50 metre, genişliği 45 metre ve derinliği 22 metredir. Zafer Takı’nın genişliğini şöyle de anlatabiliriz: 1. Dünya Savaşı’nın bitişi için 1919 yılında kutlamalar organize edildi. Champs-elysees’de yapılacak Zafer Geçişi kapsamında hava kuvvetlerinden bir pilotun uçakla takın ortasından geçmesine karar verildi. Maalesef seçilen pilot hazırlık uçuşlarında kaza yaparak hayatını kaybetti. Bunun üzerine pilot Charles Godefroy hazırlıklara başladı, 3 hafta sonra da uçakla Zafer Takı’nın tam ortasından geçmeyi başararak adını tarihe yazdırdı.
Zafer Takı’nın altında, 1. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden askerlerden birinin isimsiz mezarı bulunur. Meşhul Asker Mezarı denen bu bölümde “Burada 1914-1918 yılları arasında vatanı için canını veren Fransız bir asker yatmaktadır” yazılıdır. Yani mezar tek bir kişiye ait olsa da vatanı uğruna savaşan bütün askerleri temsil ediyor diyebiliriz. Son olarak takın altında askerler anısına yakılmış olan “sonsuz ateş”i de göreceksiniz. Hiç sönmeyen bu ateş her akşam 18:30’da iyice alevlendiriliyor ve savaşlarda ölen bütün Fransız askerleri asla unutulmuyor.
Dilerseniz Zafer Takı’nın terasına çıkarak 12 büyük caddeyi, Eyfel Kulesini, kısacası Paris’in tüm güzelliklerini görebilirsiniz. Terasa çıkmak için en iyi, en romantik, en fotojenik zaman dilimi gün batımı olacaktır.
Zafer Takı’nın ön yüzü, meşhur cadde Champs-Elysees’ye bakar. Artık Zafer Takı’ndaki savaş ve ölüm anılarından sıyrılıp kendinizi her daim capcanlı olan bu caddenin akışına bırakabilirsiniz.
2 kilometre uzunluğundaki bu cadde boyunca en ünlü markaların prestijli mağazalarını; konsept otomobillerin, formula araçlarının sergilendiği otomobil markalarının dev mağazalarını gezebilirsiniz. Ünlü makaroncu Laduree’de bir mola verebilir, güzel bir restaurantta yemek yiyebilirsiniz. Hatta gece olunca Champs-Elysees’ye tekrar uğramak isteyeceksiniz çünkü Paris’in en ünlü kabareleri Lido ve Crazy Horse gibi eğlence mekanları da burada.
Champs-Elysees bulvarı, Louvre Müzesinin de bulunduğu Concorde meydanında son bulacak. Tatlı bir Paris kafesinde kahvenizi yudumlayıp biraz soluklanabilirsiniz.
Türkçe’de “cennet bahçeleri” anlamına gelen Champs-Elysees ister gündüz, ister gece sizi hayal kırıklığına uğratmayacak. Her ayın ilk Pazar günü bulvarın araç trafiğine kapatıldığını da unutmamak gerek. Ziyaretinizi bu günlere denk getirirseniz gepgeniş cadde tamamen size kalacak!
Hato der ki